Murat Bardakçı'nıñ hiç dayanağı olmadan ortaya attığı iddiaya yanıt vérmeniñ uygun olduğunu düşündüm. Kimi arkadaşlar, ciddiye alınıp yanıt vérilmemesi gerektiğini belirtmiş. Oysa, konuyla yéñi tanışanları, biraz ilgili olanları yanlış bilgilendiriyordu. Bu yüzden olabildiğince yalın bir biçimde yanıt vérmeye çalıştım. Görüntü düzenlemesi için Cafer'e de ayrıca varolsun diyorum.
2 yorum:
Teşekkürler Ali Uluç, çok güzel cevab vérdiñ. Göktürk alfabesiniñ diğer runik alfabelerden farkını şu kıyasla da görebiliriz:
http://kok-turk.blogspot.com.tr/2015/02/szekely-rovas-futhark-abacalarn.html
Hımm, ellerinize sağlık. Bunun yanında Göktürkçe'de çift sessizlerin kullanılmasının nedeni bildiğiniz kadarıyla sözcük köklerinde bir eşgüdüm (simetri) bulunmasından ileri geliyor olabilir mi?
Yani yanına gelen sesliyi e,i,ö,ü okutan sessiz tamgalardan kurulan kökler daha çok öze dönük ve dişil anlamlar barındırıyor gibi görünüyor.
Öte yandan yanına gelen seslileri a,ı, o, u biçiminde okutanlar daha eril ve biçime dönük kökler tüketmiş gibi.
Bötün (bütün) , botun (budun)
Ken-tü, kan
Kip, kıpı
Etmek, atmak
Delmek, dalmak
Önce, onca
Yermek, yarmak
Sermek, sarmak
Gibi bir sürü örnek üretmek olanaklı
Bir de aynı dil kolundan gelen Japoncada bir söylence var tamgaların oluşumu ile ilgili. Buna göre hiragana tamgalarını kadınlar bulmuş, katakanayı da erkekler.
Acaba bizde de bunun bir benzeri sözcük kökü türetmede ve anlamlandırmada kullanılmış mıdır?
Öyle ise türkçe gerçek anlamda bilim dili olabilecek bir kök eşgüdümü bulunan omurgalı bir dil sayılabilir mi?
Yorum Gönder