İzmir'de Göktürkçe Günleri

06.08.2015 - Tire
Uzun bir yolculuktan sonra İzmir'e, oradan da Tire'ye geldik. Tire, merkeze gérçekten çok uzak bir yérde. Tire Kültür Derneği başkanı Seyfullah Ayvalı Bey ve eşi Dilek hanım bizi karşıladılar; çay içtik, ayıldık. Soñra dernek üyelerinden Ayhan Bey'in evine géçtik. Kendisi Bakü'ye gittiğinden evin açarını bırakmış. Başkan Seyfullah Bey bize verdi. Birlikte geldiğimiz Türk Dili Derneği üyelerinden Ersagun Güldamla ile içeri girip üstümüzü değiştik. Bakkaldan yiyecek aldıktan soñra, ayaküstü aburcubur yémek yédik. Soñra derin bir uyku... 




Akşam Tire Kültür Derneği'ne geçtik. Kum vardı, daha doğrusu toz vardı havada. İlerleyen dakikalarda yağmur başladı. Uzun sürdü. Epey uzun! Yazın bu kavurucu sıcağında iyi geldi. Ancak dernekte bizden başka kimsecikler yoktu. Yémeğimizi yédik, çayımızı içtik. “Kimse gelmezse gelmesin, canları sağ olsun” diye açıkçası umutsuzluğa düştüm. Ancak sunuma 15 – 20 dakika kala biri geldi. 10 dakika kadar soñra bir başkası. Sunum başladığında bir kişi eksikti.  Umut vardı, keyfim yerine geldi. Normalde yağışlı günlerde hep yalñız bırakılırdık ama bu kéz yanıldık. Ersagun ilk kéz sunum yapmaya başladı. Soñra da ben damgaları anlattım. 

Şuan güngen 01:51 ve ben eve daha yéñi geldim. 21:00'dan beri konuştum, yoruldum. Ancak buraya geldiğime değdi. İnsanlar bana güveniyor, bu güveni hep hakétmeliyim. 

07.08.2015 - İzmir
Erkenden kalkıp İzmir otogarına géçtim. Manisa'dan Ş. Y ile T. A da (adlarını gizli tutuyorlar :) öyle gerekliymiş) gelmişlerdi. Ş.Y. ile 2010'dan beri géñelağ üzerinden yazışıyor, konuşuyorduk. İyi bir arkadaştı benim için. Ancak şimdiye değin hiç görüşmemiştik. O sıralar ben Bakü'deydim, Ş.Y. de Manisa'da. Şimdiyse İzmir'de görüşmek nasip oldu. T.A. da sévgilisiydi; çok sévmiştim onu da. Yakışıyorlar birbirlerine. İzmir'i gezmeye başladık. Özellikle “Asansör” dénen yér beni büyüledi, görüntüsü onattı. Kemeraltı'nda ünlü bir köfteci varmış, oraya da gitmekten eksik kalmadık. Ege Deñizi'ni böyle yakından görmek; boyoz yémek güzeldi. Kemalpaşa'da bulunan Kazak Kımız Çiftliği'ne de uğradık. Kımız içip Ş.Y.'ye bétik imzaladım. Çok güzeldi oralar. T.A., aracına Göktürkçe “Ş.:T.” yazdırmış; onu gösterince çok sévindim. Gérçi metni benden istemişlerdi ancak birden karşımda görünce ilginç oldu. Ayrılık öyü geldiğinde ikisine de birden sarıldım. Çok tatlı gençler. :) Göñüllerince olsun. 



Yola koyuldum. İzmir'iñ ortayı ile Tire çok uzak gérçekten. İstanbul için Çatalca neyse, İzmir için de Tire o! Ders saat 21.00'de başlıyordu. 18:40'ta yola çıkmış, güngen tam 21:00'ı gösterdiğinde derneğe girmiş, 21:01'de de toplantı yérindeki arkadaşları esenler olmuştum. Zamanlama diye buna dénir. :) 

TRT muhabiri de gelmişti; söyleşi yaptık, dersimizi görüntüledi. Géceye değin sürdü dersimiz yine. Eve girdiğimde 02:10 olmuştu. Güzel bir günü daha géride bıraktık.

08.08.2015 - Tire
İki ayrı ilde éş zamanlı Göktürkçe dersi 2. kéz oluyor. Karabük'ten soñra İzmir'de de oldu bugün. Biz burada ders yaparken, İstanbul'daki arkadaşlar da dernekte çalışmalarını sürdürdü. Bu olağanüstü bir gelişme. Dilerim sayıyı artırırız. 




Iğdırlı Caferî hocası Abdullah hoca da katılımcılarımızdan biriydi. Bugün Ersagun'u, Tire Kültür Derneği üyelerinden Yeter Gazisan'ı ve beni yémeğe götürdü. “Karamel” tatlısını çok beğendim. Akşamına “Katılım Belgelerini” anıkladık Seyfullah bey ile. Alnımızıñ akıyla soñ dersimizi de yapıp belgeleri vérdik. Ha bu arada, Abdullah hoca camiye Göktürkçe yazı asacağına söz vérdi. Hattat Hayri Tekgöz'e (derneğimiziñ kurucularından Yazı Yolcusu'na) da ündekle bildirdim; bir yazı yazmaya başladı bile. 

09.08.2015 - Tire
Dernek üyeleriyle güzel bir sabah kahvaltısından soñra Abdullah hoca, Ehlibeyt Derneği'ne, oradan da camiye götürdü beni. Ehlibeyt DerneğiGöktürkçe yazılarıñ asılacağı yérleri belirledik. :) Tire'de yaşayan yazarlarımızdan Ahmet Munis Armağan Bey ile de tanıştım. Kendisi Aydınoğulları Beyliği üzerine kaynak niteliğinde bétikler yazmış. Onsuz da çoğu kéz onuñ yazdıkları kaynak gösteriliyormuş. 



Akşam yola koyulduk. Bu güzel kişileri, bu güzel yéri ardıma alarak. İlk kéz gelmiştim İzmir'e... Palmiye çiftliklerini, camisiz minareyi, boyozu, asansörü, saat kulesini gördüm.

Hiç yorum yok: